iklimler
 
nbc home  




NURİ BİLGE CEYLAN'A GÖRE KAİNAT

Alin Taşçıyan, Altın Koza Retrospektif, Haziran 2009

Türk sinemasını tek bir yönetmene indirgemek büyük haksızlık ama halihazırda Nuri Bilge Ceylan dünya çapında bilinen "Türk sinemacı" olarak tescilli. Theo Angelopoulos'un Yunan sinemasını temsil ettiği gibi Türk sinemasını temsil ediyor. Sadece yetenekli bir sanatçı olmakla olmakla kalmayıp dikkatli bir kariyer yönetiminin yararının farkında olması sahip olduğu niteliklerden biri. Türk kökenli ve Türk vatandaşı olan, Türkiye'de yaşayıp filmlerini Türkçe çeken Nuri Bilge Ceylan sinematografik becerileri sayesinde evrensel bir dil yaratabildi. Olağanüstü güzellikteki filmleri uluslararası film festivallerinde ödüllendirildi ve gösterime çıktıkları her ülkede olumlu eleştiriler aldı. Nuri Bilge Ceylan'ın tarzı özgün güzelliğiyle hemen fark edilir. Çağdaş sinemanın kamera arkasındaki en güçlü kişiliklerinden biri olarak tanımlanır.

Nuri Bilge Ceylan en çok 2003 Cannes Film Festivali'nde Jüri Büyük Ödülü ve En iyi Erkek Oyuncu ödülleri (Muzaffer Özdemir ve Mehmet Emin Toprak) kazanan üçüncü uzun metrajlı filmi "Uzak" ile tanındı. 2008 yılında yine Cannes'da, beşinci filmi "Üç Maymun" ile bu kez En iyi Yönetmen Ödülü alarak onurlandırıldı. Ancak bu sıradışı kariyerin başarı öyküsü çok daha eskiye dayanır. Sinemaya başladığı kısa filmi "Koza" dahil bütün yapıtları birçok önemli ödül kazandı.

Nuri Bilge Ceylan adı Türkiye'deki sanat çevrelerinin dikkatini önce umut veren bir fotoğrafçı olarak çekti, istanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Kulübü - İFSAK ilk çalışmalarından bazılarını sergiledi. Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Mühendisliği bölümünden mezun olan Ceylan, kendisine uygun mesleğin bu olmadığını düşünüyordu. Elektrik mühendisi olmak istemediğinden fotoğrafı ciddi bir hobi olarak ele aldı. Hayatın anlamını arayışı onu Londra'dan Nepal'e, restoranlarda garson olarak çalışmaktan beş kuruşsuz kaldığından Hindistan sınırını yasa dışı yollardan geçmeye kadar sürükledi!

Bu maceraperest gençlik onu izleyicileriyle cömertçe paylaştığı bilgeliğe ulaştırmış olmalı. Ceylan'ın filmleri yaşam, doğa ve zaman üzerine estetik meditasyonlardır. Evreni gözlemler ve kozmik bağları bulmaya çalışır: Ağaçların yapraklarını sallayan ve yüzümüzü serinleten rüzgar nereden geliyor? Ya beyaz sessizliğiyle bütün yüzeyleri kaplayan kar? Bir insan kendi kendisini derin bir düşkırıklığına uğrattığında nasıl hisseder? Bir kadın ve erkek birbirleriyle nasıl ilişki kurar? Neden insanoğlu sürekli sıkılır ve bunalır? Hep aradığımız ama hiç bulamadığımız, hep özlediğimiz ama hiç tatmin olmadığımız şey nedir?

Hem mali hem yaratıcı anlamlarda bağımsız bir sinemacı olan Nuri Bilge Ceylan'ın zihninde birçok varoluşsal soru var ve film yaparak onlara yanıt bulmaya uğraşıyor. Hemen hemen bütün filmleri kısmen özyaşamöyküsel. Şiirsel bir Kuzeybatı Anadolu kasabasında geçen çocukluğu, akrabaları ve ilişkileri ona dört uzun ve bir kısa metrajlı filme yetecek kadar malzeme verdi: "Koza" (1994), "Kasaba" (1997), "Mayıs Sıkıntısı" (1999), "Uzak" (2001), "iklimler" (2006). Son filmi "Üç Maymun"da tarz ve tavır değiştirdi. Bu ahlakçı aile krizi tablosunda profesyonel oyuncularla çalıştı. Bütün bu filmler aynı zamanda hem çok kişisel hem de evrensel olan bir yapıtlar bütünü oluşturur.

İnsan doğası kadar doğanın kendisi, zamanın doğası ye insanların onu algılayışı Ceylan'ın sinemasında esas unsurlar, içeriğinin ve görsel tarzının uyumu bu unsurlardan kaynaklanır. Ceylan uzun sekansları, sabit planları ve yavaşlığı izleyiciye düşünme zamanı bıraktığı için sever; çünkü doğada durmak bilmeyen bir değişim olmasına rağmen, insanın gözüne sanki durağanmış gibi görünür. Dünya döner, bulutlar geçer, çiçekler açar, gün geceye ve gece güne dönüşür, güneş parlar, yağmur yağar, mevsimler değişir, iklimler çeşitlenir, çocuklar büyür, insanlar yaşlanır.

Bunların her birinin ardında bir neden ve bir anlam vardır. Her daim etrafımızda olup bitmeleri hayatın önemsiz olduğu anlamına gelmez. Ceylan evrendekivarlığımızın şiirini ve felsefesini yaşamın sadeliği aracılığıyla bulur, tıpkı Çehov, Tarkovski, Ozu, Kiarostami ve sanatın diğer büyük ustaları gibi. Karakterlerinin doğayı izlediği, gözlerini ufka diktiği uzun sabit planları insanın içindeki ahlaki mücadelenin asla durmadığını vurgulamayı hedefler. Bir insanın zıtlaşmaları, çelişkileri, bunalımları, pişmanlıkları, düşkınklıklan, umutsuzluğu, kaygıları, öfkesi, özlemleri vardır... Filmdeki durum ve mekan elverdiğince Ceylan bize onların duygularını adlandırmak için deneyimlerimizden yararlanma olanağı tanır. Durağanlığın içindeki hareketi, sessizliğin içindeki müziği çok özel yeteneği ve bilgeliğiyle bulup çıkarır.

"Koza" sadece yaşlanmakta olan bir çiftin ormanda bir kulübede ayrılık sonrası yeniden bir araya gelişinin şiirsel öyküsü değil aynı zamanda bir görüntü ustasının da doğum müjdesiydi. Sanki bir sinemacı fotoğraf kozasının içinden çıkıyordu. Ustalıklı ışık ve figür kompozisyonları bir sinema duygusu geliştiriyordu. "Koza" Cannes'ın Kısa Film Yarışması'na seçildi.

Ceylan'ın başlangıç filmi "Kasaba" onu başyapıtları "Mayıs Sıkıntısı" ve "Uzak"a götüren bütün ipuçlarını içerir. Diğer uluslararası başarılarının yanı sıra "Kasaba" Berlin Film Festivali'nin Forum bölümüne seçildi ve Caligari Ödülü kazandı. Her biri iki küçük kardeşin gözünden kasaba yaşamından birer kesit sunan üç epizota bölünen "Kasaba" masalsı bir atmosfer yaratır. Okul yolu, sınıf, kasabanın delisi ve hasat zamanı ateşin etrafında toplanan aile büyüleyici imgelere ve deneyimlere dönüşür.

Ceylan ve ablasının çocukluk anılarına dayandığı belirgin olan rüya gibi "Kasaba", "Mayıs Sıkıntısı"nda taşrada ve kentte yetişkin yaşamının bilinçli bir karşılaştırmasına evrilir. Ceylan "öteki ben"ini zarif bir mizah anlayışıyla beyazperdeye yansıtır. Bencil bir yönetmen, ailesinin rol almasını planladığı bir film yapmak için kentten, memleketi olan kasabaya gider. Babasının ve kuzeninin kaygılarını görmezlikten gelir. Babası topraklarında yetiştirdiği ağaçların kamulaştırılması meselesiyle uğraşmaktadır, kuzeni ise kendini kapana sıkışmış hisseden bir gençtir.

Her iki filmde de kasaba, Ceylan'ın çocukluğunu geçirdiği, Çanakkale'nin bir ilçesi olan Yenice'dir. Üçüncü filmi "Uzak" da Yenice'de başlar, ilk iki filmde kasabayı terk etmek isteyen delikanlı bir gemide iş bulmak için istanbul'a gelir. Bir zamanlar Tarkvoski gibi filmler yapmak isterken bir reklam fotoğrafçısı olan kuzeniyle birlikte kalır, iki kuzen, kent ve kasaba yaşam tarzları, kim olmak istediğimiz ve gerçekten kim olduğumuz, terk etmek istediğimiz ama ta içimizde yer eden arasındaki uzaklık film için mükemmel bir iskelet oluşturur, istanbul'un kar altında benzersiz ve zaman zaman büyüleyici oluşu "Uzak"a ayrı bir lezzet katar.

"iklimler"de Ceylan bizi sinematografik becerisiyle bir kez daha şaşırtır: Birçok önde gelen film eleştirmenine göre "iklimler" o güne dek HD (High Definition) çekilen en güzel filmdir. Aynı zamanda onun en muzip ve ironik yapıtıdır. Ceylan bu kez cinsiyet çatışmasına odaklanır. 40'ını aşmış bir entelektüelin kadınlarla ilişkilerindeki tutumu bu filmin konusudur. Sevgisini, aşkını ifade etmeyi beceremeyen gizli bir maçodur ve / veya cinsel ilişki onun için bir tür fetihtir.

Ceylan genellikle filmlerinde profesyonel oyuncular yerine kendi ebeveynlerine, kızkardeşine, kuzenlerine ve arkadaşlarına rol verir. Onun tavrı da Bresson'un önerdiği gibi profesyoneller yerine amatörlerin (modellerin) doğal oyunculuğunu tercih etmektir. Ama Bresson'un tersine aile bireyleriyle çalışmaya devam etti, bunu daha rahat ve uygun buldu çünkü şans eseri projeleri birbirine bağlantılıydı. "iklimler"de başrolü eşi Ebru Yapıcı Ceylan ile paylaştı. Ceylan'ın beşinci filmi "Üç Maymun" onun bir çağdaş usta olarak konumunu pekiştirdi. Bu görsel yönden güçlü dramada yönetmenlik sanatnı ve zanaatını uygulamaktan haz aldı. HD'nin estetik olasılıklarını keşfe devam etti ve onlardan filmi için gerek duyduğu ambiyansı yaratmak için yararlandı. Atmosfer olaylarının etkisini azami ölçüde kullanarak onları karakterlerinin günahlarını bir tür ilahi müdahaleye çevirdi. Cannes Film Festivali'nde En iyi Yönetmen Ödülü'nü hak etti.

Son yıllarda Ceylan'ın fotoğrafçılığı da gelişti ve dünya çapında takdir edildi. Parlak başarısıyla genç kuşakların başlıca esin kaynağı olmayı sürdürüyor.